Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

dünyanın sonu

  • 1 Welt

    Welt <- en> [vɛlt] f
    dünya, âlem; ( Erde) Dünya;
    auf der \Welt dünyada;
    die Welt der Tiere/Pflanzen hayvanlar/bitkiler âlemi;
    die Welt des Films/Theaters film/tiyatro dünyası;
    auf die \Welt kommen dünyaya gelmek;
    aus aller \Welt dünyanın her tarafından;
    die Alte/Neue/Dritte \Welt Eski/Yeni/Üçüncü Dünya;
    alle \Welt spricht davon ( fam) dünya âlem onu konuşuyor;
    vor aller \Welt ( fam) bütün dünyanın gözü önünde;
    uns trennen \Welten ( fam) aramızda dünya kadar fark var;
    eine \Welt brach für ihn zusammen ( fam) dünya başına yıkıldı;
    mit sich dat und der \Welt zufrieden sein ( fam) hayatından memnun olmak;
    um nichts in der \Welt ( fam) dünyada;
    die \Welt nicht mehr verstehen ( fam) feleğini şaşırmak;
    das ist nicht aus der \Welt ( fam) bu iş burada bitmedi [o kapanmadı];
    das kostet nicht die \Welt ( fam) bu dünya değil ya, öyle çok para değil;
    was in aller \Welt hast du dir denn dabei gedacht? ( fam) hangi akla hizmet ederek bunu yaptın?;
    davon geht die \Welt nicht unter ( fam) bu, dünyanın sonu demek değilki, bununla kıyamet kopmazki;
    sich von der \Welt zurückziehen dünyadan elini eteğini çekmek;
    das hat die \Welt noch nicht gesehen! ( fam) bu, dünyada görülmemiş bir şey!

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Welt

  • 2 eschatology

    n. eskatologya, dünyanın sonu ve öbür dünyayı anlatan bilim dalı

    English-Turkish dictionary > eschatology

  • 3 the day of doom

    n. dünyanın sonu

    English-Turkish dictionary > the day of doom

  • 4 eschatology

    n. eskatologya, dünyanın sonu ve öbür dünyayı anlatan bilim dalı

    English-Turkish dictionary > eschatology

  • 5 the day of doom

    n. dünyanın sonu

    English-Turkish dictionary > the day of doom

  • 6 Weltuntergang

    Weltuntergang m dünyanın sonu

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > Weltuntergang

  • 7 Weltuntergang

    dünyanın sonu, kıyamet günü

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Weltuntergang

  • 8 الآزفة

    الآزِفَة
    1. ahret
    Anlamı: ahiret
    2. ahiret
    Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya
    3. kıyamet

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > الآزفة

  • 9 قارعة

    قارِعَة
    1. ahret
    Anlamı: ahiret
    2. badire
    3. ahiret
    Anlamı: dinî inanışa göre, insann öldükten sonra dirilip sonsuza kadar kalacağı ve tanrı'ya dünya hayatının hesabını vereceği yer, öteki dünya
    4. felâket
    Anlamı: büyük zarar
    5. kıyamet
    6. afet
    7. musibet
    8. belâ

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > قارعة

  • 10 apocalypse

    kiyamet, dünyanin sonu; kiyamet günü olacaklari bildirme

    English to Turkish dictionary > apocalypse

  • 11 конец

    son
    * * *
    м
    1) врз son; bitim; uç ( ucu)

    коне́ц ни́тки — ipliğin ucu

    противополо́жный коне́ц коридо́ра — koridorun öte başı

    мы шли в са́мом конце́ — biz en arkada yürüyorduk

    коне́ц ме́сяца — ayın sonu

    коне́ц ле́та — yazın sonu

    в конце́ ле́та — yaz biterken

    2) (смерть, кончина) son

    ему́ прихо́дит коне́ц — sonu yaklaşıyor / geliyor

    3) разг. yol, mesafe

    пое́здка в оди́н коне́ц — tek istikamet yolculuğu

    пое́здка в о́ба конца́ — gidiş dönüş yolculuğu

    ••

    до конца́ — sonuna kadar

    говори́ть без конца́ — durmadan konuşmak

    из конца́ в коне́ц — bir uçtan bir uca, bir baştan bir başa

    в конце́ концо́в — en son, en sonunda

    аплодисме́нтам не́ было конца́ — alkış bitmek bilmiyordu

    со всех концо́в све́та — dünyanın dört bir bucağından / yanından

    на друго́м конце́ све́та — dünyanın öbür ucunda

    каза́лось, доро́ге не бу́дет конца́ — yol git git bitmiyordu; yol bitip tükenmek bilmiyordu

    э́тому ле́су нет конца́-кра́ю — bu orman uçsuz bucaksız

    дава́й запла́тим и де́лу коне́ц! — parayı verelim gitsin!

    э́то положе́ние оши́бочно от нача́ла до конца́ — bu tez baştan aşağı yanlıştır

    положи́ть коне́ц чему-л. — (bir) son vermek; paydos demek

    Русско-турецкий словарь > конец

  • 12 Ende

    Ende ['ɛndə] nt
    1) ( Endpunkt) son; ( Abschluss) son; ( Film, Buch) son;
    bis ans \Ende der Welt dünyanın sonuna kadar
    2) ( zeitlich) son;
    \Ende des Jahres yıl(ın) sonu;
    \Ende Mai mayıs sonu
    3) zu \Ende bitti;
    zu \Ende gehen sona ermek, bitmek;
    der Film ist zu \Ende film bitti;
    ein Buch zu \Ende lesen kitabı sonuna kadar okumak, kitabı okuyup bitirmek;
    er ist \Ende vierzig ellisine merdiven dayadı;
    am \Ende sein ( fam) bitik olmak;
    letzten \Endes sonuç olarak, üst tarafı, netice itibarıyla;
    bis zum bitteren \Ende en sonuna kadar;
    ein gutes/böses \Ende nehmen sonu iyi/kötü bitmek;
    am \Ende seiner Kräfte sein gücü kalmamak;
    etw dat ein \Ende machen ( geh) bir şeye son vermek;
    kein \Ende finden sonu gelmemek;
    kein \Ende absehen sonu görünmemek;
    seinem \Ende zugehen sonu görünmek;
    das dicke \Ende kommt noch ( fam) bunun altından çapanoğlu çıkar
    2. <-s, -n> nt ( Endstück) uç; ( Geweihspitze) uç;
    am vorderen/hinteren \Ende der Reihe sıranın [o dizinin] ön/arka ucunda;
    am anderen \Ende der Stadt şehrin öteki ucunda

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > Ende

См. также в других словарях:

  • dünyanın sonu — 1) Bütün olanakların sona erdiği, her şeyin bittiği an 2) Ölüm zamanı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KIYAMET — Dünyanın yıkılıp harab olması. Her şeyin mahvolması. Dünyanın sonu ve mahşer meydanına bütün insanların dirilip toplanacağı zaman. * Mc: Büyük belâ. * Fazla sıkıntı. (Bak: Haşr)(Yevm ve sene vesâire gibi her nevde bir kıyamet i mükerrere vardır.… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • son — sf. 1) Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. P. Safa 2) En arkada bulunan Son vagon. 3) Artık ondan ötesi veya başkası… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıyamet — is., din b., Ar. ḳiyāmet 1) Tek tanrılı dinlerin inanışına göre dünyanın sonu ve bütün ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağı zaman, hesap günü, kıyamet günü, mahşer günü 2) mec. Gürültülü karışıklık, gürültü patırtı Bağırma, çağırma, kıyamet,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • axirzəman — ə. 1) dünyanın sonu, qiyamət; 2) şiələrin sonuncu 12 ci imamı Mehdinin ləqəbi …   Klassik Azərbaycan ədəbiyyatında islənən ərəb və fars sözləri lüğəti

  • axır — is. 1. Son, nəhayət; bir şeyin son nöqtəsi, qurtaracağı. Yolun axırı. İşin axırı. Qışın axırı. İclasın axırı. Mahnının axırı. İlin axırına az qalır. Şəhərin axırında yaşayıram. – <Mirzə Fətəli:> Hər bir qaranlığın axırı işıqdır. Ə. H.. //… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • əzab — is. <ər.> 1. Əziyyət, üzüntü, işgəncə. Toy bayramdır bu dünyanın əzabı; Ağlı olan ona gətirər tabı. M. P. V.. <Nuriyyə:> Əvvəl günlər, dünyada hər əzabın bir sonu olduğunu düşünərək özümə təsəlli verirdim. İ. Ə.. Əzaba, zəhmətə… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»